2009-12-27
Dear My Blog, Olmus Bayaa Zaman Ha!
MJ'in olumu bunyemde cok kotu etki yaratmis da yazmiyomusum gibi olmus. Aslinda evet! uzuldum MJ bile oldu, bizim nesil (bkz. 80'lerin sonu 90'larin basi cocuklari) iice yaslandiginin farkina vardi. Neyse! Geri dondum! Don't worry, Be happy my dearest blog.
2009-06-27
Black or White
Hala inanamıyorum O'nun gittiğine. Ölemez o! Birisi çıkıp o dublörüydü, kendisi şu an yeni turnesi için hazırlanıyor diye açıklama yapacak. Bekliyorum o açıklamayı iki gündür ama...
Dünya üzerinde beyaz çorabın yakıştığı tek erkekti o. Herkesin söylediği gibi siyah gelip beyaz gitmedi: Beyaz gelip bembeyaz gitti öteki tarafa. Ardında bıraktığı "king of pop" imajı, birbirinden başarılı onlarca album, onlarca single, yüzlerce turne bir o kadar muhteşem showla "bembeyaz" ayrıldı bu dünyadan. Pop'u pop yapan, şu an müzik sektörünün domine eden 'sözde' starların hepsinin taklit etiği, özel hayatının parça pinçik edip (etttik hep beraber aslında) üstüne bi de "maykıl bitti olm dağıttı kendini toparlayamaz artık" geyikleri çevirdiğimiz bu adam; bomba gibi geliyordu. Londra konseriyle başlıcaktı geri dönüş! Kısmet değilmiş. Rahat uyu smooth criminal!
2009-06-21
Babalar Gunun Kutlu Olsun
Vakt-i evveldi. Seni tanıdığımda haftasonu beni taksiyle aldıran "kişi"ydin sadece. Bense etraftaki aptal insanlarin "anneni mi daha cok seviyosun babanı mı?" gibi gereksiz sorularına maruz kalan, legolarına gozu gibi bakan, ansiklopedi okumaya bayılan bi cocuktum. Sen haftasonları taksi gonderdiginde, cogu zaman gitmek istemezdim. Annem her defasında "baban oğlum o senin" derdi. "Gitmek istemiyorum anne, sen hep calısıyosun, bu cumartesiyi de beraber gecirelim" derdim. Annemse "olmaz gideceksin, baban seni özlüyor" derdi. Alınmış cicili bicili hediyelere kanaraktan, babaannesine birakılan cocuk olarak gecerdi cogu zaman haftasonları. Aradan cok sonra sen, ben ilkokul 4teyken bize geldin. Anladım ki annemle barısmıstınız. Uzunca muddet tanımlayamadım seni. Onun ustunden de zaman gecti bayaa bi. Babalı aile hayatı. cok enterasandı. Zamanla, seni evde gormek imkansız hale gelmişti. Haftanın 4 gunu geceleri cok gec geliyordun eve. Hem de ustelik anlamlandıramadıgım ruh halinle. Annem kısık sesle "yine mi ictin sen" derdi sana. "Cocuk yarın okula gidecek sessiz ol derdi". Ama sen duymazdın. Bagırarak, bazen kufurler savurarak konusurdun. Haftanın kalan gunlerinde ise anlamsız sekilde olmazdın evde. Bi gun once cıkıp gitmiştin ve kimse bilmezdi nerde oldugunu. Telefon denilen icat sana ne ifade ederdi anlayamazdım. Hic bi sey olmamıs gibi cıkıp gelirdin üstüne, acıklama bile yapmadan. Sonra birgun sen yine gittin ama bi daha gelmedin, aramadın bi daha ki zaten aramak sana gore hiç değildi. Sonrası mı? Fen lisesini bitirdim. ama sen yoktun, össye girdiğimde de...ilk traşımı "deneme yanılma" yontemiyle buldugumda da sen yoktun; ilk aşık olduğumda da ve terkedildiğimde de, üzüntüden/depresyondan alkol komasına girdiğimde de...sigaraya basladiğimdan da haberin yoktu. kaç dogumgunum gecti sen gideli, dunyanın 4 bir yerinden kutlanırdım ama sen kutlamazdın hic bi zaman, bu sene arar diye de beklerdim ergen zamanlarımda, safca. üniversitedeyken de değişmedi hiç birşey okuduğum yeri gelip görmedin bile..ne yer ne içer hiç merak etmedin. ama orda burda "üniversitede okuyor oglum" demekten çekinmedin de. mezun oldugumda da yoktun. boylece sen sokakta yuruyen ahmet amcadan, dolmustaki ali amcadan farkını yitirmeye basladın. babaamcaya dönüştün sonuçta. şimdi-20li yaşlarının ikinci yarısında-işinde gücünde, ama evlenip coluk cocuga karısmaktan ürken, babasıyla maclara giden yada rakı masasında kadeh tokuşturan arkadaşlarına içten gıpta eden, seçilmiş ailesi-arkadaşları-tarafından sımsıkı sarmalanan bir oğlun var baba... gurur duyabilirsin benimle. sensiz de basardım herşeyi. senin sevginden, ilginden her daim uzak; her daim sensiz...etrafıma ordugum demir duvarlarla buyudum. ben buyudukce o duvarlar kalınlastı, sayende. Pardon, sayende değil. Yokluğunla.
Tuhaf bir şekilde; hem buruk hem mutluyum bugün baba; okul çıkışlarında senin kucağına koşup da sarılmadan hiç; eve geç kaldığım için senden hiç azar işitmeden; yahut ihtiyaç duyduğumda yanımda hiç sen olmadan... başardım babaamca. babalar gununu kutlayamıyorum kusura bakma. ben bügün bütün babaların-senin de dahil olduğun-değil de, kutlanmayı hak eden babaların gününü kutladım ve de bitti.
Ama yine de babaamcalar gunun kutlu olsun.
2009-05-28
Masumiyet Muzesi
"Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, herşey de bambaşka gelişebilir miydi?"
Bu cumle ile merak denilen olgu hemen ayaga kalkmisti icimde, kitabi ilk kez elimde tutarken. Kitap 70lerden gunumuze kadar gelen bir hikayeyi merkeze alarak, anlatilan sure sarfinda, istanbul'u ve turkiye'yi anlatiyor kahramanimiz Kemal Bey'in gozunden. Yer yer tokezlemeler olsada tarihi kurguda, Orhan Pamuk gibi bir yazarin ne kadar saglam bir arastirma yaptigini hemen anlayiveriyor insan. Tamam, Orhan Pamuk'un en dehset, edebiyatta gelinen son nokta kitabi degil belki Masumiyet Muzesi, ama cok cok basarili bir kitap. Orhan Pamuk, deneysel olmayan bir alanda (siradan bir ask hikayesi diyelim) da basarili olabilecegini ziyadesiyle kanitliyor bu kitapta. O kadar guclu karakterler yaratmis ki Orhan Pamuk, kitap bittikten sonra onlarin yasadigina, su an sehrin bi yerlerinde oldugunu dusunebiliyor insan. Kitabi, ilk agizdan anlattigi Kemal Basmaci, son zamanlarda tanistigim en muhtesem karakter. Ask/Takinti cizgisi uzerinde sekerek ilerliyor. Ve tekrar bize sorgulatiyor Orhan Pamuk, Kemal Bey uzerinden "ask bir takinti midir?". Bu baglamda, Kemal Bey karakteri en az Mersault kadar fevri, takintili ve kendi icinde tutarli olabilmekte, kendi yarattigi dunyanin gercekliginde bile zaman zaman bogulmakta ve Orhan Pamuk bu gel-gitleri, yalin bir dille okuyucuya anlatmakta. Turk edebiyati icin-daha once de dedigim gibi- gelinen son nokta olmayabilir bu kitap. Ama 70lerden gunumuze kadar gelen hikayeyi, icine giren onlarca karakteri, o yillardan gunumuze degisen toplumsal yargilari kitabin son sayfasina kadar tek bir dizginle komuta edebildigi icin; siradan ama siradan oldugu icin kendine ceken bir ask hikayesini cesurca ve akillica kurguyla tanittigi icin, bu kitap-bence- 2000lerin en onemli kitaplarindan olacaktir. Kitap bitince dedim ki, Orhan Pamuk bu hikayeyi Fusun'un agzindan da anlatmali.
Bittigi icin uzuntu duyulan kitaplar vardir ya, okumayanlar icin diyebilirim ki o listeye Masumiyet Muzesi'ni rahatca ekleyebilirsiniz.
"Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım."
Not: Cidden o muze kurulacak mi bilmiyorum ama, kurulsa ne kadar guzel olurdu Sevgili Orhan Pamuk!
2009-05-03
Eurovision Song Contest 2009 (Part 2)
Gelelim 14 Mayis'ta yapilacak ikinci yari final elemesine. Bu eleme digerine gore daha heyecansiz ve daha sikko. Sonuk sarkilarin hemen hepsi bu elemede denilebilir. Neyse bakalim bakalim kim ne gondermis:
1) Hirvatistan: (Igor Cukrov feat. Andrea-Lijepa Tena)
Sarki balkan ezgileri ve vokal performans uzerine kurulu. Ucundan Moltiva, Lane Moje tadinda. Ama yarismanin daha saglam balladlari var.
2) Irlanda: (Sinéad Mulvey & Black Daisy-Et Cetera)
Sarki Avril Lavigne sarkilari gibi. Pop-rock bile demiyorum, elektro gitar makyajli pop demek daha mantikli. Nerde hold me now nerde et cetera diyor insan dinleyince. Finale cikma olasiliklari var.
3) Letonya: (Intars Busulis-Probka)
Sarki bana anlamsiz geldi. Mesela Letonya bi avrupa sampiyonasi yada bi dunya kupasina ev sahipligi etseydi ve bu sarki da turnuvanin sarkisi olsaydi hic gikim cikmadan dinleyebilirdim. Sarkinin tek guzel yani bayan back vocal diyebilirim :)
4) Sirbistan: (Marko Kon & Milaan-Cipela)
Tamam kabul. Sirbistan daha iyi sarkilar yapip gonderebilirdi. Ben yine de sevdim sarkiyi, Gatlif filmlerinden ziplamis yada Gogol Bordello B-side'lari gibi. Konusur gibi yapilan vokaller olmasaymis sarki-bence-daha dinlenilebilir olurmus. Candan Ercetin sarkilarini animsatmadi desem yalan olur.
5) Polonya: (Lidia Kopania-I Don't Wanna Leave)
Bu yilki balladlar gayet saglam. Bu sarki da onlardan birisi. Herhangi bi dram/romantik-komedi/ask filmine kolayca soundtrack olabilecek cinsten. Finale kalirsa surpriz olmaz.
6) Norvec: (Alexander Rybak-Fairytale)
Gelelim bu yarifinalin ve yarismanin favorisine. Ilk dinledigim andan itibaren sarmalayan bi aurasi var sarkinin. Keman kisimlari cok akillica. Senenin en flas sarkisi. Eksik yanlari kanimca back vokaldeki irrite eden bayanlar, hic gerek yok onlara Alexcigim:). Inanilmaz guzel bi sarki, seneye Oslo'da mis gibi olur yarisma miss. 12puan12puan12puan....
7) Kibris: (Christina Metaxa-Firefly)
Bu seneki balladlar cidden saglam. Firefly, siralama yapilsa ilk 5e girer. Finale cikarlar. Artik bay gelmis olsada, klasik sahne yine bizlerle: 12 points goes to Greece :S
8) Slovakya: (Kamil Mikulčík & Nela Pocisková-Leť Tmou)
Balladlar dehset dedik ama her ballad finale cikacak demedik :) Abla, detonenin allahi olurum der gibi duruyo, isalla olmaz ama. Sarkinin bestesinden cok vokalleri on planda. Final, belki olur kimbilir.
9) Danimarka: (Brinck-Believe Again)
"Dima Bilan, Believe dedi birinci oldu, biz de Believe Again diyelim biz de belki ehi ehi" durusu isim itibariyle hissediliyor ufaktan ufaktan. Ve fakat, gel gor ki, sarki cok guzel. Finale kalsin artik bu sarki :)
10) Slovenya: (Quartissimo feat. Martina-Love Symphony)
Farkli bir calisma. Degisik. Vokal geri plana atilmis. Ve yayli calgilar on plana cekilmis. Enteresan. Farkli oldugu icin finale ciksin isterim :)
11) Macaristan: (Zoli Adok-Dance With Me)
Yasanan talihsizlikler sonucu, Macaristan kendi elemelerinin 3.su olan sarkiyi gondermek zorunda kalmis. Ilk iki sarki daha once bi yerlerde yayinlanmis mi ne. Simdi o sarkilar cok cok guzeldi bu rezil gibi anlamayin. O sarkilar da kotuydu, bu da kotu. Yarismanin pop-dans ayagi. Final zor. Belki juri oylamasi.
12) Azerbaycan: (AySel & Arash-Always)
Ortalama pop sarkisi. Oryantal sazlari da eklemisler ucundan, akdeniz ritimleri de var. Azerbaycan, renk getirmeye devam ediyor yarismaya. Oy alirlar. Finale de cikarlar.
13) Yunanistan: (Sakis Rouvas-This is Our Night)
Sakis Shake it'le birinci olmak icin finalde, soyundu, parende atti, sinav cekti vs ama olmamisti. Bi kere daha deniyo Sakis abimiz. Yunanistan'a ucundan alkis gonderiyorum. Birbirinin karbon kopyasi sarkilar gondermekten vazgectiler. This is Our Night bildigin tekno-pop-dans. Finale kalirlar, hatta finalde de ilk 5 derim rahatlikla.
14) Litvanya: (Sasha Son-Love)
Boybandlerin gereksiz slow sarkilarini andiriyor. Vasatin alti. Finale cikmak zor gozukuyor.
15) Moldava: (Nelly Ciobanu-Hora din Moldava)
Agir balkan ezgileri var sarkida. Giristen belli etnik kisim olacak diyosunuz, ama olsa olsa etnik pop diyosunuz. Ama ilerledikce, gariplesiyo. Sahne sovunu merak ediyorum. Sirf sovla finale kalma olasiligi var.
16) Arnavutluk: (Kejsi Tola-Carry Me in Your Dreams)
Arnavutluk guzel sarkilar gonderiyor ama bi sekilde yarifinalde yada en iyi finalde siciyor. Bu sarki da gonderdikleri guzeller listesine eklenir kanimca. Finale cikarlar.
17) Ukrayna: (Svetlana Loboda-Be My Valentine)
Ukrayna ilginc bi ulke. Her sene dozunda, abartisiz, ortalama pop sarkisi gonderiyor. Bi sene etnik, bi sene tekno, bi sene deneysel...Ama her sene sahne sovlari dikkat cekiyor. Ruslana da sahne sovuyla kazanmisti denilebilir. Yine ayni formulasyon. Guzel bi abla, basit sozlu, bol sovlu, pop-dans+balkan soslu sarki. Final garanti. Finalde de ilk 5 icinde yer alirlar.
18) Estonya: (Urban Symphony-Rändajad)
Senfonik vokaller bunda da var. Isvec'i animsatiyo. Ben isinamadim kendisine. Sevenlerine saygi sonsuz.
19) Hollanda: (De Toppers-Shine)
Gecen yilki Hollanda sarkisi da superdi ama final yalan olmustu. Isalla bunlarin akibeti oyle olmaz. Cunku Shine bu elemenin, Fairytale'den sonra en iyi sarkisi. Olsen Brothers-Fly On the Wings of Love tadi aldim.
Finale cikacaklar: Norvec, Hollanda, Ukrayna, Yunanistan, Kibris, Danimarka, Azerbaycan, Sirbistan, Arnavutluk, Slovenya.
Onceki postta verdigim linki yeniden veriyorum. Burada katilan butun sarkilari, farkli dildeki versiyonlarini, remixlerini falan bulabilirsiniz.
Eurovision Song Contest 2009 Big Four
Yari finallerde yarisacak ulkeleri incelerken Big-Four ve gecen yilin birincisi Rusya unutuldu sanilmasin. Diger yari final incelemesinden once soyle bi bakalim Big-Four ve Rusya'ya:
1) Birlesik Krallik: (Jade Ewen-It's My Time)
Sarki Mariah Carey-Celine Dion karisimi bi ballad. Gecen yilin Birlesik Krallik sarkisi son 10 yilda adadan gelen en guzel sarkiydi. It's My Time ise gecenin onemli slowlari arasinda yer alir kanimca.
2) Ispanya: (Soraya-La Noche Es Para Mí (The Night Is For Me))
Cok guzel yaz sarkisi. Yer yer ingilizce sozler de var. Bu yil o yoreden (ispanya, andorra, portekiz) gayet guzel sarkilar geldi. Sovlari nasil olur beklemek lazim. Dedigim gibi sarki ortalama ustu.
3) Fransa: (Patricia Kaas-Et S'il Fallait Le Faire)
Patricia Kaas katiliyomus olm dediklerinde once hadi len dedim. Sonra gercek olursa diye uykularim kacti,ehe. Sarki cok fazla sarki. Sanat, muzik, cart, curt adina inanilmaz olabilir ama avrovizyonda sansi yok. Gecen yil Sebastien Tellier'e nasil yazik olduysa (ki cok superdi sarki+sov) Patricia Kaas icin de son belli
4) Almanya: (Alex Swings Oscar Sings-Miss Kiss Kiss Bang)
Vay bu sarkiyi Almanya gondermis olamaz. Almanya'nin aptal country israrindan vazgecmis olmasi cok buyuk bi arti. Ustune de guzel bi sarki. Avrovizyon kiyasiya gececek finalde gibi. Ayrica bu yil Big-Four masallah hic sikko sarki gondermemis, cidden ozenli sarkilar.
5) Rusya: (Anastasia Prikhodko-Mamo)
Dima Bilan'in Believe ile getirdigi birincilik sonrasi secilecek sarki merak konusuydu. Sarki bi kere rusca. Birinci olacak kadar guzel bir sarki degil acikcasi yine de gereginden fazla oy alir performans gecesi.
Soz konusu 5 sarki da yari finaldeki cogu sarkidan daha iyi durumda ve finalde olmayi hakeden cinsten. Bakalim, final gecesi neler olacak.
Not: Foto ozledigimiz avrovizyon anlarini belgelesin istedim:)
2009-04-29
Eurovision Song Contest 2009 (Part 1)
Yine geldi catti avrovizyon efenim. Bakalim alamanci kizimiz Hadise ne yapacak, bekliyoruz. Ama once 12 Mayis'ta yapilacak ilk yari final katilimcilari hakkinda kendi, sahsi, kisisel (anlatim bozuklugunun allahi olur bu kullanim) goruslerim soyle: (sahne sirasina gore)
1) Karadag: (Andrea Demirovic-Just Get Out of My Life)
Guzel abla Andrea ulkesinin ilk ingilizce sarkisini soyluyo bu yil. Sarki hareketli ortalama bir avrovizyon sarkisi finale cikma sansi var kanimca.
2) Cek Cumhuriyeti: (Gypsy.cz-Aven Romale)
Simdi bu cipsi olayi cok mu puan kazandiriyo avrovizyonda, cozemedim. Vasat bile degil. Cok kotu. Final durumlari cok zor.
3) Belcika: (Copycat-Copycat)
En unlu sarkicilari bu sene Turkiye adina katiliyor(ahahahha). Sarki aslinda fena sayilmaz ama vasat ve Elvis'in yandan yemisi vokal cok itici. Sovlari da kotarmaz kanimca. Final icin uzgunum.
4) Beyaz Rusya: (Petr Elfimov-Eyes that Never Lie)
Guzel bi pop-rock sarki. Vokalin sesi gayet iyi. Ama avrovizyon icin "catchy" denebilecek ozelligi yok sarkinin. Eleman Evgeny Pluschenko'ya benziyo belki ordan puan kopaririz demis olabilirler. Final gayet zor.
5) Isvec: (Malene Ernman-La Voix)
Ingilizce-fransizca sozler, ustune soprano vokal, 80lerin kotu hareketli sarkilarindan. Isveci cozmek mumkun degil, bi rock bi pop gonderelim degisiklik olsun modundalar. Sarki bana gecen yilki Azerbaycan sarkisini animsatti. Ama oy alir. Finale cikarsa surpriz olmaz.
6) Ermenistan: (Inga & Anush-Nor Par (Jan Jan))
System of a Down yarisacak demislerdi. Ama yalan oldu sanirim. Turk halk muzigi turkuleri gibi sarkiyla katiliyo Ermenistan bu yil. Inga ve Anush kendi ulkelerinde "folk" alaninda gayet unlulermis. Etnik-pop olmus ama gecen yilki "qele qele" daha basariliydi. Finale cikarlar. Ama final sonrasi biraz zor gozukuyor.
7) Andorra: (Susanne Georgi-La Teva Decisió (Get A Life))
Benim dinledigim versiyonu tamamen Ispanyolcaydi (sanirim Katalancaymis) yarisma gecesi ingilizce kismi da olcakmis. Guzel, hareketli bi sarki. Ama final karanlik.
8) Isvicre: (Lovebugs-The Highest Heights)
Bi kere sarkinin adi cok igrenc, teleffuz edilmiyo ehehe (ingilizcem yok falla, kirik). Sarki brit-pop. Kanimca cok basarili. Vasatin ustu bi sarki. Finale kalmalarini isterim hatta kalirlarsa mukkemmel olur.
9) Turkiye: (Hadise-Dum Tek Tek)
Sarkinin tanitildigi yeni yil gecesinden itibaren dinliyoruz. Hatta biktik diyebilirim. Avrovizyonun en flas 5 sarkisindan biri. Ortalamanin ustu pop sarki, beyni yormayan ingilizce sozler, oryantal sazlar, got-meme-bacak avrovizyonun formulu hersey var. Final garanti. Hatta finalde ilk 5te.
10) Israil: (Noa & Mira Awad-There Must be Another Way)
Baris-kardeslik-neden bu savas-baska bi yolu olmali modunda sarki. Sarki vasat ama iste baris hede hode diye arti puan aliyo. Ama gozler bu yil bi Dana International vakasi aramadi degil hani ;)
11) Bulgaristan: (Krassimir Avramov-Illusion)
Tenor-soprano vokaller bazen guzel olabiliyo ama bak bazen dedim bokunu cikarmamak lazim. Boyle 80ler tadi var sarkida, etnik sazlarin oldugu yerleri cikarirsak Pet Shop Boys sarkilarinin yandan yemisi. Sevdim-sevmedim arasi. Ama farkli bi sarki.
12) Izlanda: (Johanna Gudrun Jonsdottir-Is It True)
Sarki cok guzel. Ama keske Izlandaca olsaydi. Sozleri ve muzigi gayet basarili. Gonlumden finale ciksin diyor. Hadi bakalim.
13) Makedonya: (Next Time-Neshto Shto Ke Ostane)
Ikiz kardelerden kurulu Next Time, 80lerin rock sarkilarina benzer bir sarkiyla katiliyorlar (bu 80ler de her turlu etkilemis bu seneki katilimcilari ha) Sarki cok kotu sayilmaz, kendi dillerinde katiliyo olmalari super olmus. Finale cikabilirler ama finalde bi cacik olmaz.
14) Romanya: (Elena Gheorghe-The Balkan Girls)
Bir got-meme-bacak vakasi daha. Hatta isminden belli sarkinin bizi sovda neyin bekledigi :) Sarki klasik formulden, guzel kendi capinda. Ama bu yilki muadili Dum Tek Tek karsisinda pek sansi yok gibi.
15) Finlandiya: (Waldo's People-Lose Control)
Hayalkirikligi. Finlandiya daha iyisini gonderebilirdi sanirim. Cok ucuz bi pop sarkisi (hatta berbat 80ler) elektronik altyapi, yer yer rap vokal, arada bi gitar solo. Tam bir corba olmus. Boyle sarkilari Ingiltere gonderirdi. Finale kalamazlar. Hatta kalamasinlar akil fikir tokmagi olsun size.
16) Portekiz: (Flor De Lis-Todas As Ruas Do Amor)
Cok guzel bir sarki. Bu yilin bence favorilerinden. Sarki "neseliymis gibi gorunen" sarkilardan. ESC'de son yillardaki en iyi Portekiz sarkisi. Finale cikarlar artik.
17) Malta: (Chiara-What If We)
Avrovizyonun gizli fatihi Malta. Hic sikko sarki gelmiyo. En kotusu vasatin eccuk ustu oluyo. Bu seneki ablanin 3. ESC denemesi. Ilkinde ucuncu, ikincide ikinci olmus. Bu sefer birincilik diye gelmis. Sarki guzel. Finale cikarlar kanimca.
18) Bosna-Hersek: (Regina-Bistra Voda)
En az "Lejla" kadar guzel sarki. Gizli favorisi yarismanin. Her sene o yoreden boyle sarkiar geliyo. Ne biliim Lane Moje, Molitva, Lejla vs. Final mi? Kesinlikle.
Finale cikacaklar: Turkiye, Bosna-Hersek, Portekiz, Isvicre, Izlanda, Israil, Ermenistan, Romanya, Malta, Isvec.
Ha bi de unutmadan;
Kanimca yilin en iyi sarkisi, Gurcistan: Stephane & 3G-We don't Wanna Put In ve yarismadan ihrac edildi. Halbuki sarki inanilmaz guzeldi. Gonullerin birincisi modunda.
Ayrica surdan butun sarkilari, sarkilarin her turlu versiyonlarini indirip dinleyebilirsiniz.
2009-04-26
Tarihin Arka Odasi
TV izlerken rasgele denilebilecek bir eforla tanistim kendileriyle (bildigin zaping yani). Tarih gibi nispeten geneli bayabilecek bir ozneyi ne kadar isin ozunde tutabileceklerdi merak ediyordum. Ilk izledigim zamanlar-Pelin Batu'ya ragmen-gayet izlenebilir gelmisti, kimilerince bayik denilen tarihi izlettirdikleri kanisina kapilmistim. Ama dunku program sonrasi sayin Murat Bardakci'nin izlenilebilirligi nasil azaltirim diye detayli calisma yaptigini anlamis bulundum. Onceleri canli yayindan oturu zannettigim davranislari megersem gittikce her programin vazgecilmez bir uyesi olmus da haberim yokmus. Saygi sinirlari disinda soz kesmeleri, birisi konusurken gelen maili cart diye okumaya baslamasi, mail hakkinda konusulup fikir beyan edilince de"vay efendim bizim konumuz x'ti y'ye nasi geldik" diye Erhan Afyoncu ve/veya Pelin Batu'yu suclamaya calismasi, karsisindakinin dusuncelerine saygi konusunda problemler yasamasi bunlardan birkaci. Demem o ki sayin Bardakci, belki ulkede sizden iyisi yok, mukemmel arastirip bi de ustune mukemmel yazar-cizer-boyarsiniz. Eyvallah. Ama bunlari bu kadar iyi biliyo/yaziyo/arastiriyo olmaniz, karsinizdakini-Pelin Batu bile olsa ki kendisini allaha havale ettim zamaninda-asagilamak hakki kazandirmaz kanimca. Her programin ardindan digerlerine ve izleyicilere verdiginiz ayarlar sonunda "tarih"in sizi animsayacagini dusunuyosaniz yaniliyosunuz ve akabinde size bunu (*) oneriyorum itinayla. vatevır.
(*) SEV 101: Introduction to Seviye by Ilber Oltayli
2009-04-07
Rock Werchter 2009
Buyrun size line-up! Gel de kufretme makus talihine :S Peki peki, bi mucize olur da gidebilir miyim ki acaba, ha?! Neyse ya, ben kaciyorum daha cok iddaa kuponu yapmam lazim, aman ha!
Interracial
Su haber kopartti. Obama, Erdogan'a bayilmis. Daha ne diyim ki bilemedim :). Bu haberi (!) yapan arkadasla tanismak istiyorum acilen, manyak gozlem yetenegi var harcaniyo. Bugun de fotograftaki hadise cikti. RTE, dostum, cok cilginsin, adeta ouvvsıaam demek istiyorum. Bu arada birisi gelecek haftanin Penguen kapagi mi dedi? Hihi.
2009-04-06
Sucks To Be You
"Tanri akil dagitirken, semsiye mi actin olm sen".
Nefretimi kazanan, tv'den tiksinmemi saglayan reklamlardan...
I wish we had gıraanti..iyyyy :S
2009-04-01
2009-03-26
Olmaz! Azizim Ol-maz!
Pop muzik cercevesinde yaparsin bestelerini kim ne der ki? Cekersin kliplerini. Satarsin milyonlar. Verirsin deli gibi konser. Sevilirsin de vs vs. Ama bunca yil, sarki sozu yazmayi da ogreniverir insan, ne bileyim. Ilk dumur soyle yasanmisti: Radyo acik. Gidiyoruz bi yerlere. Kafa ufaktan iyi. Boyle romantizm sacan bi sarki girdi. Vokalden anladik, Kenan Dogulu. Neyse, vay be iyiymis, ah ulan ah triplerine ufaktan baglamisken, kendimi kahkaha atarken buldum. Nedeni mi? Nedeni su sozlerdi:
"belki de sarjin bitti/ya da biz bittik" asdfg.
ahahhaha:), ilahi Kenan. Sarzin desen bile bu kadar gulduremezdin ha.
Bir digeri de az once oldu mesela, wow! klip iyiymis derken, yine Kenan basladi sarkiya. Yine romantizm soslu. Hadi bakalim. Ama klibin/sarkinin ortasinda yine nadide bir soz obegi, an itibariyle kopartti beni:
"dur/ölümü gör otur/öyküme ömrünü kat ihtiyaç budur/olmaz" asdf.
Kenan, ölümü gör otur! ne demek, ölümü gör bi sole ya! ahahhahaa :)
Olmaz! Azizim Ol-maz!
2009-03-25
2009-03-24
Japanese Bonus Track
O degil de birisi bana aciklayabilir mi acaba? Neden butun gruplar/sarkicilar/sanatcilar/singer-songwriter/vs. yeni cikan yahut cikmis albumlerinin Japonya baskilarinda ekstradan 1 yada 2 sarki, ne bileyim ekstradan cok bomba bikac remix falan koyarlar? Japonlarin ne artisi var yada bu "bonus"lari hakedecek hangi ozellikleri var, bi turlu cozemedim. Hayir, severim Japonya'yi ama yillardir insan merak ediyo yani.
2009-03-22
Wristcutters: A Love Story
Her defasinda hakkinda yazmayi, oraya buraya not dusup, bi turlu basaramamistim. Belki birden fazla izlemem gerekiyor diye dusunmuslugumde var hani ki izledimde birden fazla. Ama yazamiyordum iste. Ne zaman niyetlensem, bilgisayar ekranina bakan ben ve hafif hafif mal mal siritan ben'i buluyodum aniden. Neyse...:)
Inanilmaz sevimli bir film, oncelikle. Intihar gibi insanda urperti uyandiran bir kavrami, masala donusturmeyi basarmis yonetmen, tebrikler! Filmin acilis sahnesi cok enteresan; bir arkadas resmen bok goturen evi/odayi temizlemeye basliyor yavas yavas, Tom Waits'in mukemmel isi Dead and Lovely esliginde. Temizligin sonunda filmin adina yakisan ritueli (spoiler ehe:)) gerceklestirip yere kapaklandiginda kosede temizleyemedigi bir topak pislik goruyor (cok sevdim sahneyi) ve asil film (masal mi desem) basliyor. Devaminda ise bizleri Eugene adli sinema tarihinin en keyifli karakterlerinden birisi, Gogol Bordello'nun eglenceli sarkilari, Tom Waits'in karizmasi, karadelikler, ucundan guzel bir yol hikayesi bekliyor. Guzel bir film! ama ne zaman izlesem su sorunun cevabini bir turlu bulamiyorum: peki, orada (a'raf sanirim) intihar edenler nereye gidiyo yada onlara n'oluyo?:)
2009-03-14
Chris Timberlake
Bir adet video klip...
Gozlerime+kulaklarima inanamamak...
Ardindan oof oooflar...
Akabinde:
Sen de mi Chris Cornell? Sen de mi?
Timbaland allah seni bildigin gibi yapsin. Klanina katmadigin bi Cornell kalmisti. Mutlu musun simdi?
Rest in peace grunge.
2009-03-13
The Origin of Species: Adam & Eve (?)
Demem o ki, bu topraklarda yillarca soylenegelmis bir cumle/klise/durum onergeci vardir. Bilen bilir...
Ahanda:
"Elalem aya cikti, kocum sen hala nelerle ugrasiyorsun?"
Hele ki dunyada, 2009 yili Darwin yili olarak kabul gormusken, guzel ulkem sen neden bunlarla ugrasmaya meyillisin ah bi cozebilsem..
Ha bi de su var, keske orada olabilseydim dedirten turden...
Ahanda:
"Elalem aya cikti, kocum sen hala nelerle ugrasiyorsun?"
Hele ki dunyada, 2009 yili Darwin yili olarak kabul gormusken, guzel ulkem sen neden bunlarla ugrasmaya meyillisin ah bi cozebilsem..
Ha bi de su var, keske orada olabilseydim dedirten turden...
2009-02-24
Delusion
Dun coenterasandi sevgili izlekler (bi ara oyku serter bole seslenirdi tivide hey gidi gunler bkz. 5'te 5 zamanlari).
Yaklasik 10 saat suren bir keyif yasadim allahin subatinda. Cumhuriyet tarihinin simcity'sine, baska bir deyisle memur sehre dogruydu yolculuk. Megersem ne kadar cok ozlemisim bu griler sehrini, betonarme ruhunu, sekilsiz telasini. Asil onemlisi ise megersem ne kadar aitmisim a4-a1 arasindaki araziye. En son giderken, ne kadar da buyuk konusmusum, gram uzulmucem lan (bu arada lan, ulan cok kullanirim, edepsizim naparsiniz:)) "gidiyorum ya, bitti ya, ooh arkama bile bakmam adeta" derken self-got (insan uzuvlarinin argosu da tercihim olur cogu zaman) olayinin temellerini atmisim farkinda olmadan. Uzun uzun yurudum yollarinda hektar hektar arazinin, xx.40 derslerine yetismeye calisanlara katilmaya calistim binbir giptayla, matematik onundeki heykele goz kirptim, fizik cimlerinin onunden gectim umarsizca, c heykeline kosup kosup high-five yaptim ondekine, tane tane kar dustu yere aniden, gokyuzune kaldirdim yuzumu, gulumsedim hafif hafif, mutluydum aylar sonra. Ait oldugum yerdeydim. Vuslat hasreti yerle bir etmisti.
Butun bogulmalarima, zaman zaman mm'den zemine kac saniyede inerim lan demelerime, uykusuz gecelerime, bitmeyen lab/midterm/odev/rapor/projelerine, ustune asil hic bitmeyen soguga/kara/kisa, ettirdigi icinde yedi cet/sulale iceren kufurlerime ragmen seviyor(mus)um seni.
2009-02-11
FIN
5.5 years...
9 semesters...
1 summer school...
51 courses...
5 failed courses...
1 withdrawn course...
2 summer practices...
Finally, it's over!
One Day Goodbye Will Be Farewell....
2009-02-08
Oooh, it's what you do to me!
-Bu yazi sadece kendim icin-sori
- Soyleyecek tonla sey varken, susmak on numara (?) davranis kanimca. Bravo sana DJ! Kazandigin bonuslari, ilerde pismanligin sac bas yolma asamasinda bol bol harcama olasiligin var. Tebriks!
- Kokudan nefret etmekte haklisin DJ. Uzerinden 238 maya yili bile gecse insan beyni bi yerlerden bahsi gecen datayi aninda geri cagiriyo. Isletim sistemine kocaman slmlar!
- Karar alma olayinda sonsuz ozgurlukten sikildik di mi DJ? Sonuc kotu oldugunda kendimizi suclamaktan biktik. Normal olculerde kendimizden baska suclular istiyoruz. Nohta.
- Kader denen sevgili yuksek enerjili olusum, annem! sana sesleniyorum: naber, asl, pls? Bol bol mavi ekran var episodelarim arasinda ar yu okey?
- Son olarak; duygularini torpuletip, ruhunu gerdiren, icini komple makaslatan, kalbine liposuctioni uygun goren sevgili bana izel-celik-ercan'dan geliyor: ara ara belki de bulursun gunduz gece yalvar yakar olursun, sen de sira, ne dedim ki sana gecmisler olsuun.
Not: Baslik, Plain White T's adli abidik grubun Hey There Delilah adli, guya huzur asilayan, bence kanamayi azdiran epik otesi,akustik harikasi sarkisindan. Neden mi? Yazarken repeatteydi. OK? ;)
2009-02-04
Parlez-vous francaise?
Bu seneki avrovizyonda Fransa'yi Patricia Kaas temsil edecekmis. Bole icli icli, derinden ogurmeli, tislamali fransizca sarkiyla. Son iki yilin Fransa temsilcisi sarkilarla olmamissa, bu avrovizyonda da bi guzellik olmaz zannimca hele Rusya ve yavrulari varken birinci dogu avrupadan pek uzaklasamaz (cok garip bi cumle oldu ama kotu anlamda demedim:)). Son iki yila bakacak olursak; Les Fatals Picards 'in bomba sarkisi L'amour à la française (showlari rezaletti ama) 2007 avrovizyonun-kanimca- en iyilerindendi. Hele gecen yilki Sebastien Tellier sarkisi Divine, resmen hakki yenmisti (bu da ne demekse, sanki avrovizyon on numara beste yarismasi da,neyse). Demem o ki, Fransa daha olayi (avrovizyon) cozememis, Turkiye bile cozdu (got-meme-bacak). Yazik olacak yine. Neyse.
Not: Romanya bile "the Balkan Girls" adli sarkiyla katilacakmis. Title tells everything, huh?. Nokta.
Bingo-uu
Sevmiyorum, arkadasim!
Bence, bir insan (herhangisi) tanimadigi bir baska insana (baska herhangisi) -yasini, mevkiisini, dis gorunusunu hedesi hodesini bi tarafa birakip- 2 cumle sarfedecek olacaksa da "SIZ" diye hitap etmeli.
2009-01-19
D) It Is Written
Bi Kenan Isik vardi n'oldu ona haci? :D
Neyse, konumuza donelim. Film baslar baslamaz, oley dedim icimden film sanki Cidade de Deus olacak. Bu onyargiyla izledigim icin hafif hayalkirikligi vardi film bittiginde bunyede. Ama kesinlikle rezil bir film degil belirtmek isterim.
Ayila bayila izledigim Trainspotting sonrasi, sadece A Life Less Ordinary'sini izleyebilmistim Danny Boyle'un. Birisi super digeri vasat iki deneyimim sonrasi biraz mesafe vardi kendisine caktirmadan. Ustune bi de hikaye Hindistan'da geciyomus, amanin diyorum! Danny Boyle, en basta eline saglam bir senaryo gecirmis, yarisini halletmis filmin. Diger yarisi da batili gozlugunu cikarip hintli gibi davranip, oranin yasamina olabildigince ayna olabilmek. Yonetmen bunu ziyadesiyle basarmis. Bu basariyi yakalarken, guzel acilar bulmus, bi kac atraksiyonel teknik gelistirmis. Uzun planlari az ve oz ama guzel yedirmis ve de boylesine guzel goruntuleri bi de mukkemmel muziklerle birlestirince seyir zevki on numara bir film cikartmis ortaya. Asil bomba ise filmin sonunda: Bolywood filmleri misali dans sahnesi. Acaip keyif aldim. Izlenesi. Izlettirilesi. Bu arada aldigi o 4 altin kurecik de haybeye gitmemis hani.
Not: Cocuklar buyuyunce nasi sakir sakir ingilizce konusmaya basladilar, bilemedim?
Vicdan Dedigin Tek Disi Kalmis Kiremit
Vakit kaybindan hallice, akli coook karisik yonetmenin-guya-performanslara yuklenerek ortaya cikarmis oldugu filmsi. Bir kere izlerken filmin normalde daha uzun oldugunu bazi bolumlerin kesildigi hissine kapiliyo insan. Bunun yaninda diyaloglarin az olmasi guzel birsey ama bu filmde biraz suyu cikmis. Insan bazi yerde bi kac kelam istiyo oyunculardan. Bi de ustune gecisler bicakla kesilmis atilmis gibi. Gereksiz bir nefes nefese durumu olusturuyo bunyede, takip babinda. Nurgul Yesilcay'in daha iyisini yaptigini gordum (bkz. Yasamin Kiyisinda) bu baglamda altin portakal jurisiyle bi kahve icsek, anlatsalar bana boyle boyle, soyle soyle diye. Neyse, siz yine de izleyin kendi kararinizi verin.
Subscribe to:
Posts (Atom)