Bi Kenan Isik vardi n'oldu ona haci? :D
Neyse, konumuza donelim. Film baslar baslamaz, oley dedim icimden film sanki Cidade de Deus olacak. Bu onyargiyla izledigim icin hafif hayalkirikligi vardi film bittiginde bunyede. Ama kesinlikle rezil bir film degil belirtmek isterim.
Ayila bayila izledigim Trainspotting sonrasi, sadece A Life Less Ordinary'sini izleyebilmistim Danny Boyle'un. Birisi super digeri vasat iki deneyimim sonrasi biraz mesafe vardi kendisine caktirmadan. Ustune bi de hikaye Hindistan'da geciyomus, amanin diyorum! Danny Boyle, en basta eline saglam bir senaryo gecirmis, yarisini halletmis filmin. Diger yarisi da batili gozlugunu cikarip hintli gibi davranip, oranin yasamina olabildigince ayna olabilmek. Yonetmen bunu ziyadesiyle basarmis. Bu basariyi yakalarken, guzel acilar bulmus, bi kac atraksiyonel teknik gelistirmis. Uzun planlari az ve oz ama guzel yedirmis ve de boylesine guzel goruntuleri bi de mukkemmel muziklerle birlestirince seyir zevki on numara bir film cikartmis ortaya. Asil bomba ise filmin sonunda: Bolywood filmleri misali dans sahnesi. Acaip keyif aldim. Izlenesi. Izlettirilesi. Bu arada aldigi o 4 altin kurecik de haybeye gitmemis hani.
Not: Cocuklar buyuyunce nasi sakir sakir ingilizce konusmaya basladilar, bilemedim?
0 comments:
Post a Comment