Umarsiz yuzlesmesine dogru emin adimlarla ilerlemekteydi. Hersey aslinda tam da soyle baslamisti:
-Hocam, surdan bir kisi uzatirmisiniz?
***
Dunya zamaniyla 20 dakikayi coktan devirmisti. Kulagindaki tinilar artik tek duzelige ulasmaya baslamisti. Neyseki, yollar -normalde bitmek bilmezler ya- imdadina yetismisti. Egzoz dumanindan, doga ananin O'na sundugu muhtesem oksijen konsantrasyonundan nasibini bir muddet alamamisti. Olsun, yuzlesmeye gidiyordu. Karsidan gelen, binbir turlu derdi olan, kafasinda binbir turlu tilki dolasan insan guruhunu yararak dahil oldu o kalabaliga, o kalabaligin bir parcasiydi artik. Bes duyu organindan, isitmeden sorumlu olanini iptal etmisti.
***
Saskindi. Karsidan gelen her vucut, hareket ediyor, dudaklarini kipirdatiyor ama sesleri cikmiyordu. Irkildi bir an karisindaki tablo karsisinda. Yurumeye devam ediyordu. Bir taraftan icinde bulundugu "surekli bir yerlere yetisme atmosferini" kesfetti. Evet, sessiz insanlar dudak oynatarak yanindan geciyorlardi alelacele. Kucuk bir cocugun, kendini ve cevresini kesfetmesi gibi dakikalarca gelen insanlara bakti. Gittikce hosuna gitmeye baslamisti; dudagini oynatan, mimikleri ve vucut dilleri yerinde ama sesi olmayan insanlar...Kulagindaki muzigin sesini arttirmisti. Bu sefer daha dikkatli bakiyordu, yuzlere ve dudaklara. Daha fazla yuz ve dudak gormeliydi. Yurumeye devam etti. Kalabalikta hic azalma yoktu, onlarin bir parcasiydi ama aslinda onlardan degildi. Herkes siyah beyaz bir tek O'ydu en renklisi. Kulagindaki sarkinin ritmi arttikca, adimlari da hizlaniyordu. Karsidan gelen her bir yuz, her bir dudak hizlica akiyordu kosesinden berisinden yorgun vucudunun.
O an sahit oldugu tek ses, kulagindaki sarkiydi. Sessizligi sevmisti. Bir an aklina "cehennem baskalaridir" sozu geldi. Gulumsedi. Cehennem aslinda 'sesti, insan sesiydi. Tekrar gulumsedi. Kulagindaki sarki yeniden baslarken, yuzlesmenin sona erdigini hissetti.
-Hocam, surdan bir kisi uzatirmisiniz?
***
Dunya zamaniyla 20 dakikayi coktan devirmisti. Kulagindaki tinilar artik tek duzelige ulasmaya baslamisti. Neyseki, yollar -normalde bitmek bilmezler ya- imdadina yetismisti. Egzoz dumanindan, doga ananin O'na sundugu muhtesem oksijen konsantrasyonundan nasibini bir muddet alamamisti. Olsun, yuzlesmeye gidiyordu. Karsidan gelen, binbir turlu derdi olan, kafasinda binbir turlu tilki dolasan insan guruhunu yararak dahil oldu o kalabaliga, o kalabaligin bir parcasiydi artik. Bes duyu organindan, isitmeden sorumlu olanini iptal etmisti.
***
Saskindi. Karsidan gelen her vucut, hareket ediyor, dudaklarini kipirdatiyor ama sesleri cikmiyordu. Irkildi bir an karisindaki tablo karsisinda. Yurumeye devam ediyordu. Bir taraftan icinde bulundugu "surekli bir yerlere yetisme atmosferini" kesfetti. Evet, sessiz insanlar dudak oynatarak yanindan geciyorlardi alelacele. Kucuk bir cocugun, kendini ve cevresini kesfetmesi gibi dakikalarca gelen insanlara bakti. Gittikce hosuna gitmeye baslamisti; dudagini oynatan, mimikleri ve vucut dilleri yerinde ama sesi olmayan insanlar...Kulagindaki muzigin sesini arttirmisti. Bu sefer daha dikkatli bakiyordu, yuzlere ve dudaklara. Daha fazla yuz ve dudak gormeliydi. Yurumeye devam etti. Kalabalikta hic azalma yoktu, onlarin bir parcasiydi ama aslinda onlardan degildi. Herkes siyah beyaz bir tek O'ydu en renklisi. Kulagindaki sarkinin ritmi arttikca, adimlari da hizlaniyordu. Karsidan gelen her bir yuz, her bir dudak hizlica akiyordu kosesinden berisinden yorgun vucudunun.
O an sahit oldugu tek ses, kulagindaki sarkiydi. Sessizligi sevmisti. Bir an aklina "cehennem baskalaridir" sozu geldi. Gulumsedi. Cehennem aslinda 'sesti, insan sesiydi. Tekrar gulumsedi. Kulagindaki sarki yeniden baslarken, yuzlesmenin sona erdigini hissetti.
Cehennem 'ses'ti ve sessizlik cennet olmasada, aslinda cok kolaydi.
0 comments:
Post a Comment