2010-02-23

Take It or Leave It!


Table of contents:

1. Uyan.
1.1 Yataktan kalk.
2. Tuvalete git.
2.1 Çişini yap.
2.2 Duşa gir.
2.3 Traş ol.
3. Giyin.
3.1 Camdan havayı kontrol et.
3.2 Temiz kıyafetleri bul.
4. Evden çık.
4.1 Anahtarını unutma.
4.2 Doğalgazı, elektriği, suyu kontrol et.
4.3 Anahtarı bi' daha kontrol et.
5. Servis bekle.
...
...
...
..
1. Uyan
1.1 Yataktan kalk.
...
...

Evet. İş hayatına hoşgeldiniz. Tebrikler! Dönüşü olmayan bir yola girdiniz. Ve işin garibi buna "oha bebeğim kariyer parkuru yeaa" diyen iştah mefhumu aşmış insanlarla berabersiniz.

Kolay gelsin.

2009-12-27

Dear My Blog, Olmus Bayaa Zaman Ha!

MJ'in olumu bunyemde cok kotu etki yaratmis da yazmiyomusum gibi olmus. Aslinda evet! uzuldum MJ bile oldu, bizim nesil (bkz. 80'lerin sonu 90'larin basi cocuklari) iice yaslandiginin farkina vardi. Neyse! Geri dondum! Don't worry, Be happy my dearest blog.

2009-06-27

Black or White


Hala inanamıyorum O'nun gittiğine. Ölemez o! Birisi çıkıp o dublörüydü, kendisi şu an yeni turnesi için hazırlanıyor diye açıklama yapacak. Bekliyorum o açıklamayı iki gündür ama...

Dünya üzerinde beyaz çorabın yakıştığı tek erkekti o. Herkesin söylediği gibi siyah gelip beyaz gitmedi: Beyaz gelip bembeyaz gitti öteki tarafa. Ardında bıraktığı "king of pop" imajı, birbirinden başarılı onlarca album, onlarca single, yüzlerce turne bir o kadar muhteşem showla "bembeyaz" ayrıldı bu dünyadan. Pop'u pop yapan, şu an müzik sektörünün domine eden 'sözde' starların hepsinin taklit etiği, özel hayatının parça pinçik edip (etttik hep beraber aslında) üstüne bi de "maykıl bitti olm dağıttı kendini toparlayamaz artık" geyikleri çevirdiğimiz bu adam; bomba gibi geliyordu. Londra konseriyle başlıcaktı geri dönüş! Kısmet değilmiş. Rahat uyu smooth criminal!

2009-06-21

Babalar Gunun Kutlu Olsun


Vakt-i evveldi. Seni tanıdığımda haftasonu beni taksiyle aldıran "kişi"ydin sadece. Bense etraftaki aptal insanlarin "anneni mi daha cok seviyosun babanı mı?" gibi gereksiz sorularına maruz kalan, legolarına gozu gibi bakan, ansiklopedi okumaya bayılan bi cocuktum. Sen haftasonları taksi gonderdiginde, cogu zaman gitmek istemezdim. Annem her defasında "baban oğlum o senin" derdi. "Gitmek istemiyorum anne, sen hep calısıyosun, bu cumartesiyi de beraber gecirelim" derdim. Annemse "olmaz gideceksin, baban seni özlüyor" derdi. Alınmış cicili bicili hediyelere kanaraktan, babaannesine birakılan cocuk olarak gecerdi cogu zaman haftasonları. Aradan cok sonra sen, ben ilkokul 4teyken bize geldin. Anladım ki annemle barısmıstınız. Uzunca muddet tanımlayamadım seni. Onun ustunden de zaman gecti bayaa bi. Babalı aile hayatı. cok enterasandı. Zamanla, seni evde gormek imkansız hale gelmişti. Haftanın 4 gunu geceleri cok gec geliyordun eve. Hem de ustelik anlamlandıramadıgım ruh halinle. Annem kısık sesle "yine mi ictin sen" derdi sana. "Cocuk yarın okula gidecek sessiz ol derdi". Ama sen duymazdın. Bagırarak, bazen kufurler savurarak konusurdun. Haftanın kalan gunlerinde ise anlamsız sekilde olmazdın evde. Bi gun once cıkıp gitmiştin ve kimse bilmezdi nerde oldugunu. Telefon denilen icat sana ne ifade ederdi anlayamazdım. Hic bi sey olmamıs gibi cıkıp gelirdin üstüne, acıklama bile yapmadan. Sonra birgun sen yine gittin ama bi daha gelmedin, aramadın bi daha ki zaten aramak sana gore hiç değildi. Sonrası mı? Fen lisesini bitirdim. ama sen yoktun, össye girdiğimde de...ilk traşımı "deneme yanılma" yontemiyle buldugumda da sen yoktun; ilk aşık olduğumda da ve terkedildiğimde de, üzüntüden/depresyondan alkol komasına girdiğimde de...sigaraya basladiğimdan da haberin yoktu. kaç dogumgunum gecti sen gideli, dunyanın 4 bir yerinden kutlanırdım ama sen kutlamazdın hic bi zaman, bu sene arar diye de beklerdim ergen zamanlarımda, safca. üniversitedeyken de değişmedi hiç birşey okuduğum yeri gelip görmedin bile..ne yer ne içer hiç merak etmedin. ama orda burda "üniversitede okuyor oglum" demekten çekinmedin de. mezun oldugumda da yoktun. boylece sen sokakta yuruyen ahmet amcadan, dolmustaki ali amcadan farkını yitirmeye basladın. babaamcaya dönüştün sonuçta. şimdi-20li yaşlarının ikinci yarısında-işinde gücünde, ama evlenip coluk cocuga karısmaktan ürken, babasıyla maclara giden yada rakı masasında kadeh tokuşturan arkadaşlarına içten gıpta eden, seçilmiş ailesi-arkadaşları-tarafından sımsıkı sarmalanan bir oğlun var baba... gurur duyabilirsin benimle. sensiz de basardım herşeyi. senin sevginden, ilginden her daim uzak; her daim sensiz...etrafıma ordugum demir duvarlarla buyudum. ben buyudukce o duvarlar kalınlastı, sayende. Pardon, sayende değil. Yokluğunla.

Tuhaf bir şekilde; hem buruk hem mutluyum bugün baba; okul çıkışlarında senin kucağına koşup da sarılmadan hiç; eve geç kaldığım için senden hiç azar işitmeden; yahut ihtiyaç duyduğumda yanımda hiç sen olmadan... başardım babaamca. babalar gununu kutlayamıyorum kusura bakma. ben bügün bütün babaların-senin de dahil olduğun-değil de, kutlanmayı hak eden babaların gününü kutladım ve de bitti.

Ama yine de babaamcalar gunun kutlu olsun.

2009-05-28

Masumiyet Muzesi


"Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, herşey de bambaşka gelişebilir miydi?"

Bu cumle ile merak denilen olgu hemen ayaga kalkmisti icimde, kitabi ilk kez elimde tutarken. Kitap 70lerden gunumuze kadar gelen bir hikayeyi merkeze alarak, anlatilan sure sarfinda, istanbul'u ve turkiye'yi anlatiyor kahramanimiz Kemal Bey'in gozunden. Yer yer tokezlemeler olsada tarihi kurguda, Orhan Pamuk gibi bir yazarin ne kadar saglam bir arastirma yaptigini hemen anlayiveriyor insan. Tamam, Orhan Pamuk'un en dehset, edebiyatta gelinen son nokta kitabi degil belki Masumiyet Muzesi, ama cok cok basarili bir kitap. Orhan Pamuk, deneysel olmayan bir alanda (siradan bir ask hikayesi diyelim) da basarili olabilecegini ziyadesiyle kanitliyor bu kitapta. O kadar guclu karakterler yaratmis ki Orhan Pamuk, kitap bittikten sonra onlarin yasadigina, su an sehrin bi yerlerinde oldugunu dusunebiliyor insan. Kitabi, ilk agizdan anlattigi Kemal Basmaci, son zamanlarda tanistigim en muhtesem karakter. Ask/Takinti cizgisi uzerinde sekerek ilerliyor. Ve tekrar bize sorgulatiyor Orhan Pamuk, Kemal Bey uzerinden "ask bir takinti midir?". Bu baglamda, Kemal Bey karakteri en az Mersault kadar fevri, takintili ve kendi icinde tutarli olabilmekte, kendi yarattigi dunyanin gercekliginde bile zaman zaman bogulmakta ve Orhan Pamuk bu gel-gitleri, yalin bir dille okuyucuya anlatmakta. Turk edebiyati icin-daha once de dedigim gibi- gelinen son nokta olmayabilir bu kitap. Ama 70lerden gunumuze kadar gelen hikayeyi, icine giren onlarca karakteri, o yillardan gunumuze degisen toplumsal yargilari kitabin son sayfasina kadar tek bir dizginle komuta edebildigi icin; siradan ama siradan oldugu icin kendine ceken bir ask hikayesini cesurca ve akillica kurguyla tanittigi icin, bu kitap-bence- 2000lerin en onemli kitaplarindan olacaktir. Kitap bitince dedim ki, Orhan Pamuk bu hikayeyi Fusun'un agzindan da anlatmali.
Bittigi icin uzuntu duyulan kitaplar vardir ya, okumayanlar icin diyebilirim ki o listeye Masumiyet Muzesi'ni rahatca ekleyebilirsiniz.
"Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım."

Not: Cidden o muze kurulacak mi bilmiyorum ama, kurulsa ne kadar guzel olurdu Sevgili Orhan Pamuk!

2009-05-03

Eurovision Song Contest 2009 (Part 2)


Gelelim 14 Mayis'ta yapilacak ikinci yari final elemesine. Bu eleme digerine gore daha heyecansiz ve daha sikko. Sonuk sarkilarin hemen hepsi bu elemede denilebilir. Neyse bakalim bakalim kim ne gondermis:

1) Hirvatistan: (Igor Cukrov feat. Andrea-Lijepa Tena)

Sarki balkan ezgileri ve vokal performans uzerine kurulu. Ucundan Moltiva, Lane Moje tadinda. Ama yarismanin daha saglam balladlari var.

2) Irlanda: (Sinéad Mulvey & Black Daisy-Et Cetera)

Sarki Avril Lavigne sarkilari gibi. Pop-rock bile demiyorum, elektro gitar makyajli pop demek daha mantikli. Nerde hold me now nerde et cetera diyor insan dinleyince. Finale cikma olasiliklari var.

3) Letonya: (Intars Busulis-Probka)

Sarki bana anlamsiz geldi. Mesela Letonya bi avrupa sampiyonasi yada bi dunya kupasina ev sahipligi etseydi ve bu sarki da turnuvanin sarkisi olsaydi hic gikim cikmadan dinleyebilirdim. Sarkinin tek guzel yani bayan back vocal diyebilirim :)

4) Sirbistan: (Marko Kon & Milaan-Cipela)

Tamam kabul. Sirbistan daha iyi sarkilar yapip gonderebilirdi. Ben yine de sevdim sarkiyi, Gatlif filmlerinden ziplamis yada Gogol Bordello B-side'lari gibi. Konusur gibi yapilan vokaller olmasaymis sarki-bence-daha dinlenilebilir olurmus. Candan Ercetin sarkilarini animsatmadi desem yalan olur.

5) Polonya: (Lidia Kopania-I Don't Wanna Leave)

Bu yilki balladlar gayet saglam. Bu sarki da onlardan birisi. Herhangi bi dram/romantik-komedi/ask filmine kolayca soundtrack olabilecek cinsten. Finale kalirsa surpriz olmaz.

6) Norvec: (Alexander Rybak-Fairytale)

Gelelim bu yarifinalin ve yarismanin favorisine. Ilk dinledigim andan itibaren sarmalayan bi aurasi var sarkinin. Keman kisimlari cok akillica. Senenin en flas sarkisi. Eksik yanlari kanimca back vokaldeki irrite eden bayanlar, hic gerek yok onlara Alexcigim:). Inanilmaz guzel bi sarki, seneye Oslo'da mis gibi olur yarisma miss. 12puan12puan12puan....

7) Kibris: (Christina Metaxa-Firefly)

Bu seneki balladlar cidden saglam. Firefly, siralama yapilsa ilk 5e girer. Finale cikarlar. Artik bay gelmis olsada, klasik sahne yine bizlerle: 12 points goes to Greece :S

8) Slovakya: (Kamil Mikulčík & Nela Pocisková-Leť Tmou)

Balladlar dehset dedik ama her ballad finale cikacak demedik :) Abla, detonenin allahi olurum der gibi duruyo, isalla olmaz ama. Sarkinin bestesinden cok vokalleri on planda. Final, belki olur kimbilir.

9) Danimarka: (Brinck-Believe Again)

"Dima Bilan, Believe dedi birinci oldu, biz de Believe Again diyelim biz de belki ehi ehi" durusu isim itibariyle hissediliyor ufaktan ufaktan. Ve fakat, gel gor ki, sarki cok guzel. Finale kalsin artik bu sarki :)

10) Slovenya: (Quartissimo feat. Martina-Love Symphony)

Farkli bir calisma. Degisik. Vokal geri plana atilmis. Ve yayli calgilar on plana cekilmis. Enteresan. Farkli oldugu icin finale ciksin isterim :)

11) Macaristan: (Zoli Adok-Dance With Me)

Yasanan talihsizlikler sonucu, Macaristan kendi elemelerinin 3.su olan sarkiyi gondermek zorunda kalmis. Ilk iki sarki daha once bi yerlerde yayinlanmis mi ne. Simdi o sarkilar cok cok guzeldi bu rezil gibi anlamayin. O sarkilar da kotuydu, bu da kotu. Yarismanin pop-dans ayagi. Final zor. Belki juri oylamasi.

12) Azerbaycan: (AySel & Arash-Always)

Ortalama pop sarkisi. Oryantal sazlari da eklemisler ucundan, akdeniz ritimleri de var. Azerbaycan, renk getirmeye devam ediyor yarismaya. Oy alirlar. Finale de cikarlar.

13) Yunanistan: (Sakis Rouvas-This is Our Night)

Sakis Shake it'le birinci olmak icin finalde, soyundu, parende atti, sinav cekti vs ama olmamisti. Bi kere daha deniyo Sakis abimiz. Yunanistan'a ucundan alkis gonderiyorum. Birbirinin karbon kopyasi sarkilar gondermekten vazgectiler. This is Our Night bildigin tekno-pop-dans. Finale kalirlar, hatta finalde de ilk 5 derim rahatlikla.


14) Litvanya: (Sasha Son-Love)

Boybandlerin gereksiz slow sarkilarini andiriyor. Vasatin alti. Finale cikmak zor gozukuyor.

15) Moldava: (Nelly Ciobanu-Hora din Moldava)

Agir balkan ezgileri var sarkida. Giristen belli etnik kisim olacak diyosunuz, ama olsa olsa etnik pop diyosunuz. Ama ilerledikce, gariplesiyo. Sahne sovunu merak ediyorum. Sirf sovla finale kalma olasiligi var.

16) Arnavutluk: (Kejsi Tola-Carry Me in Your Dreams)

Arnavutluk guzel sarkilar gonderiyor ama bi sekilde yarifinalde yada en iyi finalde siciyor. Bu sarki da gonderdikleri guzeller listesine eklenir kanimca. Finale cikarlar.

17) Ukrayna: (Svetlana Loboda-Be My Valentine)

Ukrayna ilginc bi ulke. Her sene dozunda, abartisiz, ortalama pop sarkisi gonderiyor. Bi sene etnik, bi sene tekno, bi sene deneysel...Ama her sene sahne sovlari dikkat cekiyor. Ruslana da sahne sovuyla kazanmisti denilebilir. Yine ayni formulasyon. Guzel bi abla, basit sozlu, bol sovlu, pop-dans+balkan soslu sarki. Final garanti. Finalde de ilk 5 icinde yer alirlar.

18) Estonya: (Urban Symphony-Rändajad)

Senfonik vokaller bunda da var. Isvec'i animsatiyo. Ben isinamadim kendisine. Sevenlerine saygi sonsuz.

19) Hollanda: (De Toppers-Shine)

Gecen yilki Hollanda sarkisi da superdi ama final yalan olmustu. Isalla bunlarin akibeti oyle olmaz. Cunku Shine bu elemenin, Fairytale'den sonra en iyi sarkisi. Olsen Brothers-Fly On the Wings of Love tadi aldim.


Finale cikacaklar: Norvec, Hollanda, Ukrayna, Yunanistan, Kibris, Danimarka, Azerbaycan, Sirbistan, Arnavutluk, Slovenya.


Onceki postta verdigim linki yeniden veriyorum. Burada katilan butun sarkilari, farkli dildeki versiyonlarini, remixlerini falan bulabilirsiniz.

Eurovision Song Contest 2009 Big Four


Yari finallerde yarisacak ulkeleri incelerken Big-Four ve gecen yilin birincisi Rusya unutuldu sanilmasin. Diger yari final incelemesinden once soyle bi bakalim Big-Four ve Rusya'ya:

1) Birlesik Krallik: (Jade Ewen-It's My Time)

Sarki Mariah Carey-Celine Dion karisimi bi ballad. Gecen yilin Birlesik Krallik sarkisi son 10 yilda adadan gelen en guzel sarkiydi. It's My Time ise gecenin onemli slowlari arasinda yer alir kanimca.

2) Ispanya: (Soraya-La Noche Es Para Mí (The Night Is For Me))

Cok guzel yaz sarkisi. Yer yer ingilizce sozler de var. Bu yil o yoreden (ispanya, andorra, portekiz) gayet guzel sarkilar geldi. Sovlari nasil olur beklemek lazim. Dedigim gibi sarki ortalama ustu.

3) Fransa: (Patricia Kaas-Et S'il Fallait Le Faire)

Patricia Kaas katiliyomus olm dediklerinde once hadi len dedim. Sonra gercek olursa diye uykularim kacti,ehe. Sarki cok fazla sarki. Sanat, muzik, cart, curt adina inanilmaz olabilir ama avrovizyonda sansi yok. Gecen yil Sebastien Tellier'e nasil yazik olduysa (ki cok superdi sarki+sov) Patricia Kaas icin de son belli

4) Almanya: (Alex Swings Oscar Sings-Miss Kiss Kiss Bang)

Vay bu sarkiyi Almanya gondermis olamaz. Almanya'nin aptal country israrindan vazgecmis olmasi cok buyuk bi arti. Ustune de guzel bi sarki. Avrovizyon kiyasiya gececek finalde gibi. Ayrica bu yil Big-Four masallah hic sikko sarki gondermemis, cidden ozenli sarkilar.

5) Rusya: (Anastasia Prikhodko-Mamo)

Dima Bilan'in Believe ile getirdigi birincilik sonrasi secilecek sarki merak konusuydu. Sarki bi kere rusca. Birinci olacak kadar guzel bir sarki degil acikcasi yine de gereginden fazla oy alir performans gecesi.

Soz konusu 5 sarki da yari finaldeki cogu sarkidan daha iyi durumda ve finalde olmayi hakeden cinsten. Bakalim, final gecesi neler olacak.
Not: Foto ozledigimiz avrovizyon anlarini belgelesin istedim:)