1. Geleneksel İş Yıldönümüm nedeniyle, iş hayatıyla ilgili izlenimlerimi okuyacaksın, bebek! Tamamen subjektiftir, gözlemdir. Kaynak göster deme bana, Cem Yılmaz deyimiyle "gösteririm ama yanaklarından tutup ayırmak yok" derim.
1) Kimseye güvenmemen lazım. Bu ilk kural. Hatta işteki kendine bile güvenme. Suratına 1000 wattlık gülümsemesiyle bakan, canımlı-cicimli insanların hepsi gözünü oymak için tetiktedir.
2) Bütün işlerini yazılı yapmanda fayda var. Olası bi' nahoş durumda olayı sana kitlemelerini engellemiş olursun. Derim ki ajanda kullan! Zaman geliyor, o ajanda var ya seni nasıl kurtarıyor şaşar kalırsın!
3) Kimseyle kavga etme. Olm malmısın neyi ispatlıcan, hem kavga ettiğin adam patronun karısının dayısının köylüsü falan çıkabilir o zaman ağzından çıkan her sözü yuttururlar sana. O yüzden sakin ol, hep dinle ama kendini ezdirme.
4) Öğrencilik zamanından kalma, karılı kızlı eğlenceler, flat party'ler, zil zurna içip balkondan işeyip nara atmalar, festivaller, sabah 5'te yatıp akşam 4'te uyanmalar, geride kaldı canımın içi. Sus ve sabah 8-akşam 6 denilen zaman dilimini yalamaya devam et!
5) Cumartesilerine veda et! Artık cumartesi öğlen 3'te (şanslıysan tabi) gözyaşları içinde (mutluluk gözyaşları) haftasonu tatiline başlıyo olacaksın! Pazar günleri geldiğinde ise, çocuklar gibi şen olacaksın. Ama hepi topu bir gün lan, ne yapsam diye düşünmekten, gerçek anlamda bi' atraksiyon hiç yapamazsın. O yüzden daha önceden planlamalısın.
6) Aynı işi yaptığın insanların aldığı maaş senin 2 katın ve üzeri olabilir. Öğrendiğinde (ki öğrenme zaten akıl sağlığın için iyi değil) şaşırma, saf olan sensin dostum, elin oğlu/kızı kütür kütür satmış kendini. Otur sen gerizekalılığına yan!
7) Sürekli işlerinin yoğunluğundan, çokluğundan yakınacaksın, hatta belli bi' müddet sonra oto-pilota bağlıyorsun, "self-yakınma" senden habersiz fonda devam ediyor. Alış! Unutma istisnasız iş hayatındaki herkes yaptığı işin çokluğundan ve aldığı maaşın azlığından yakınır.
8) Ortamda tek yabancı dil bilen elemansan,
yarra yering şaraplarından şişe şişe seni bekler. İç, iç rahatlarsın. Patrona/müdüre/şefe gelen, ayda 5 cm büyüme temalı mailleri bile tercüme edersin.
9) Ofis içinde kalabalık grupla çalışıyorsan ve sağındaki-solundaki-arkandaki-önündeki tiplerin salak olduğunu düşünüyorsan, devam et!. Ama fevri davranma onlara, seviyeyi iyi ayarla! Emin ol onlar da senin salak olduğunu düşünüyorlar.
10) Grup çalışması, takım ruhu falan fişmekan iş görüşmesi anında işe yarar. Olay gerçeğe bağladığında, yalnızsın bebeğim, kimse kılını kıpırdatmaz senin için. Ha, toplantıda ve/veya sunumda yada üstünle ikili konuşmalarda falan bol bol takım ruhundan, bunun ve grup çalışmasının bulunmaz bursa kumaşı olduğundan bahsetmen ise şart.
11) İşe girerken, iş tanımın yapılmadıysa sabahlar olmasın annem! Bu demek ki, sana söylenen her işi yapacaksın hatta bundan zevk alıp orgasm olacaksın demektir. Safın önde gideniysen acemisin diye angarya her türlü iş başına kalır, kendi işini yapamazsın, ve defalarca hunharca fırça yersin ve kimse de seni savunmaz.
12) Şirket/firma her zaman ekonomik sıkıntıdadır. Tamtakır kurubakır kasalar seni bekler. Zamlar bu yüzden ertelenebilir yada hiç verilmez! Ama patron/müdür/şef son model araba çeker altına, uludağa kayağa gider, pariste gider son tango yapar, papermoonda doğumgünü kutlar, prada ayakkabıları sıktığı için doktora gider falan. Sırf bu ekonomik krizden ama yanlış anlama.
13) Politik görüşün varsa, dini inancın varsa/yoksa bunu çok dile getirmesen iyi olur. Olabildiğince "ortalama" davranıp, futboldan, aşkı memnudan, ruslardan, araba modellerinden falan bahset yada bahsetme, muabbet döndüğünde iki cümle katkıda bulunsan iyi olur. Örnek katkı cümleler: "bihter de taş ha" "allah bu rus kızlarını da özenmiş de yaratmış hocam" "bi dizel araba alamadık ki"...
14) "Yalakalıktan nefret ediyorum yaaee" diye dolaşan bi' ton insan olacak etrafında, hepsi süzme yalakadır unutma. Sana yalaka ol demiyorum zaten mayanda yoksa zor olursun ama daha farklı ego okşama yapabilirsin üstüne hatta yapmalısın. Örnek: "X bey/Y hanım sizin gibi disiplinli ve işine bağlı birisini görmedim" yerine, "evet ya! bunu ben niye akıl edemedim, vay anasını! özür dilerim efenim sesli düşündüm" demek gibi.
15) Ortaokul/Lise/Üniversite boyunca "şirin olmazsa ölecek" hastalığına yakalanmış kızlar vardı ya hah! onlardan en az bir tanesi, işyerindedir. İlişkini iyi tut, çok yavşama yazıyosun zannederler. Dengeyi kur, ihtiyacın çok olur onlara.
16) "Evet, hocam peki x nası oluyor?" "X olurken, sen napıyosun" tarzı sorularla gelen, sana "kanka" falan diyen iş arkadaşın truva atıdır, muhtemelen seni kapının önüne koyacaklar o tip de senin işlerini yerine birisi gelinceye kadar devralacak dangalaktır sana şirin davranıp işi öğrenmeye çalışıyor. "Kanka, çok meşgulüm şimdi sonra atlatırım sana ama bana hatırlat diyip" başından sav. Yazık lan öğretivereyim tipe deme sana bi' allahın kulu öğretmedi afedersin sike sike öğrendin, bi' de sigara molalarında bile seni siklemeyen tipe öğreteceksin. Oldu yaae. Kemiksiz kuzu eti var, yer misin?
Bu yazının devamının geleceğini düşünmeye başladım. Şimdilik burada kesiyorum, müdür çağırıyor! Ha en önemlisini unutmuşum, feysbuk-tivitır-blog falan iş yerinden çok girme! :)