2008-01-09

Well I Wonder


Ilkbahar sonu. Naif bir aksamustu. Hava yavastan kararmaya basliyor. Kucuk bir gokgurultusu. Oturdugum masadan, basimi sola cevirip disariya bakiyorum. Ince ince yagmaya basliyor yagmur. Kalkiyorum urkek urkek. Yaklasiyorum pencereye dogru. Bakiyorum gokyuzune. Daha sonra aciyorum pencereyi. Yagmur sesi doluyor odaya, sonra toprak kokusu. Yuzume sicak bir hava dalgasi vuruyor. Donup, arkama bakiyorum. Kalkip geldigim masaya. Basliyor, tesadufen "yagmur sarkisi".

"Please keep me in mind.

Please keep me in mind"

Tekrar disariyi izliyorum. Sarki biterken, disardaki yagmura eslik etmeye basliyor son notalarinda. Hem disarida hem iceride yagan yagmur.

"Please keep me in mind

Well I wonder"

Elimi yanaklarima goturuyorum. Sicak islakligi siliyorum elimle. Hem disarida hem "iceride" yagmur yagiyor.



MP3: The Smiths- Well I Wonder


2008-01-08

Kader: Zeki Demirkubuz


Yagmurlu bir Ankara aksaminda, kimilerinin bulusma noktasi olarak algiladigi kitapciya giriyorum. Aklimda herhangi bir sey yok. Sadece, bakiyorum. Arka kapak yada onsoz okurum diyorum. Ilerliyorum yavastan. Bir anda onumde bu kitap. Garip bir gulumse suratimda. Kendisinden sadece "bir ders" alabilmis olmama ragmen, beni derinden etkilemis sevgili hocam Ruken Ozturk'un kitabi; Kader: Zeki Demirkubuz... Guzel bir derleme. Alin, okuyun, okutun. Izleyin Zeki Demirkubuz. Tekrar okuyun. Tekrar izleyin.

Mental Minefields: The Dark Tales of Zeki Demirkubuz*


"42 yasindayim, kesfettigim en guzel sey yalnizlik."


Zeki Demirkubuz'06


*Film Society of Lincoln Center'dan Richard Peña tarafindan yazilmis "Mental Minefields: The Dark Tales of Zeki Demirkubuz" isimli incelemesinin basligindan alinmistir.
* Yazinin tamamini okumak isteyenler icin israrla tiklayiniz: link

Clumsy Poet


29 harften ibaret sanirmis alfabesini,

Toplam 29 sesten ibaretmis O'na sorarsan,

Kafiyelerini asla tutturamadigi

Dizeler yazarmis

O 29 sesin algoritmalarinda.

Sokrates'in alayciligini kullandigini sanirken

Iki cumlecik tecahul-i arif bile yapamazmis.

29 sesten olusan alfabesinden

En ozenle sectiklerini dizermis boynuna

Otekiler uvey evlat.

Gecerken gunler/haftalar/aylar/yillar

Cocukluk sanrilari gelirmis aklina

Korkarmis, ilk sobelenmekten.

29 harften ibaret sanirmis

Dizeler,rubailer, kafiyeler

Alfabesi coktan sobelenmisken.

2008-01-03

Kader


Zeki Demirkubuz'un 2006 filmi...

Karanlik atmosfer, dar acili kamera cekimleri, durup dururken acilan kapilar, nevrotik karakterler...Masumiyet'ten koklerini alan hikaye... Ugur-Bekir-Zagor...Birbirine gorunur/gorunmez iplerle bagli hayatlar...Bitis mukavelesine bile bile imza atilan bir nefeslik "siradan" yasamlarin kaderi...
Tutku/saplanti, hikaye orgusunde zaman/mekan kivrimindan siyrilmis yansiyor bizlere. Bir bakmissiniz Demirkubuz, bildiginiz zaman kavramini sorgulattiriyor size.
Filmin sonunda dusundugunuz tek sey var: "Kader mi, hic de degil, basbayagi saplanti bu" diyosunuz. Aradan birkac gun geciyor. "Evet, o saplantiya giden yol tamamen Kader".


Bekir diyor ki:
"Gecen gece cocuk hastaydi. Ilaci bitmis, almak icin disari ciktim. Saga sola saldirip nobetci eczane ariyoruz. Birden durup dururken icim ciz etti. Bi baktim gene ayni karin agrisi. Oyle ozlemisim ki seni. Donerken bi meyhane gordum. Bi tek iceri girdigimi hatirliyorum bi de rakiya yumuldugumu. Arkasindan en az dort cigaralik…Sonra gozumu bir actim karsidan karli daglar geciyor. Bi daha actim basimda bi cocuk: “Kalk abi.” diyor “Kars’a geldik.” Otobusten indim, yurumeye basladim. Dedim, allah’im nerdeyim ben? Burasi neresi? Sonra guc bela burayi buldum. Kapinin onunde durup dusundum. Dedim Bekir, bu kapi ahiret kapisi. Burasi sirat koprusu. Bu sefer de gecersen bi daha geri donemezsin. Iyi dusun dedim. Dusundum, dusundum…ama olmadi, donemedim. sonra, bak oglum dedim kendi kendime. Yolu yok cekeceksin. Isyan etmenin faydasi yok, kaderin boyle. Yol belli, eg basini, usul usul yuru simdi."


"Baska yolu yok bunun, yazikmis, kilmis, tuymus, hepsi hesap edildi bunlarin, de ki iyilik ediyorsun, de ki sevap isliyorsun, herkesin inandigi bir sey vardir bu amina koydugumun dunyasinda benim ki de sensin"



Kar


Uyandiktan sonra, yatakta gecirilmis bir kac dakikacik aylaklik sonrasi perdeyi aciyorum.

Yilin ilk kari karsimda...Ankara'nin ilk kari...

Yer kabugunun, insan faktoruyle degistirilmis her ayrintisini kaplayan bembeyaz bir ortu...

Sehir simdi bembeyaz...



Sanirim ben cocukken daha guzeldi karlar. Hic erimeyen karin altinda bembeyaz aylar, kapanan yollar, sabit/durgun zaman...Kusuncaya kadar kartopu oynayan bir grup cocuk. Pencereden herhangibirimizin bagiran annesi. Erimis, sonmus, tekrar tekrar yapilmis kardan adam... Soluk soluga kosmaca, birini yakalamaca, kara yatirmaca, gulmece, gulmece, gulmece...Sirtustu kara yatip-"X" seklini alip- berrak gokyuzunu izlemece...Cin fikirli bir arkadasin kucuk kar topunu kazaginizin icinden atmasi sonucu bagirmaca...Alisveris posetleriyle muhendislik harikasi kizaklar. Yokus asagi, itis kakis sonrasi takla atarak asagiya ulasmaca...yada ulasamamaca...


Durun bir saniye, uzun zamandir karda yuvarlanmadigimi farkediyorum simdi, o kadar buyudum mu ben sahi?

2008-01-02

The Gadsdens


Ikibinsekizin daha ilk gunleri...


Hos bir tesaduf sonucu tanisiyorum kendileriyle hatta gayet hos bir sarkilariyla "The Sailor Song". Demem odur ki, ileride gayet basarili olacaklarini dusundugum bu grubu bir arastirin taniyin. Ada hayranlarini 'a-ha iste adadan babam ciksa dinlerim' dememismiydik arkadasim diyerek daha bi mutlu edeceklerini soyleyebilirim. Su an "unsigned" durumda olan grup hakkinda detayli bilgi icin :

Dinleyin, Dinletin. Pisman olmayacaksiniz.

2008-01-01

Amore Profondo


...


Kadin: Dur bi dakika... Sence ask nedir?

Erkek: Bence?

Kadin: Yazara soruyorum aslinda...

Erkek: Yazar, kendi kendine soruyor aslinda...

Kadin: Elma sekeri gibiymis ya ask, elinde sopayla kalana kadar yiyorsun iste...

Erkek: Askla ilgili, pek cok sey gibi, onu tarif etmeye calısmak da haybeden gercekustu bir cabadir...

Kadin: Tarif edilemez mi yani?

Erkek: Icine etmek daha kolaydir...


...



*Yilmaz Erdogan-Demet Akbag oyunu "Haybeden Gercekustu Ask"tan, oyunu baglayan bir diyalog.